15 Aralık 2011 Perşembe

Ense Traşını Görelim :)))


Eeee Atalay bey yaşını doldurdu, artık traş olma zamanı geldi, tuttuk elinden doğru berbere gittik. Biz zamanında bebelerimizi mahalle berberine götürürdük, iki gözü iki çeşme, kan gövdeyi götürür durumda saç kestirirdik, baktık olmadı evde  alırdık makası elimize, gözün içine giren saçları kırpmaya çalışırdık...
Aynı psikolojiyle yola çıktık tabi, amanın ne görelim, berber değil oyunevi, hatta daha da ötesi.. Atalay'ı oturttular iskemleye, sağında bir televizyon ekranı, solunda bir tane, ikisinde de ayrı çizgi film var, önünde onlarca oyuncak, seslisi, tuşlusu, ışıklısı... Bebe, tam ne olduğunu şaşırmışken, berber inanılmaz bir çabuklukla saçları kesmeye başladı, ay dur şöyle kes, burayı da kes filan dememize kalmadan traş bitti :))) İşte profesyonellik bu dedirtecek tarzda. Takdir ettim valla :)))

Getireceğim benim kuaförü, görsün hızlı saç nasıl kesilir, ayyy her gidişimde içim daralıyor mıy mıy saç kesmesine, iki makas üç dakika ara, yavaş kesiyor ya, aklınca özenli kestiğini ispatlıyor, ben de gözler kapanmaya başlıyor, içimden bu son olsun bir daha gelmem deyişleriyle karışık isyanlar, aman aman 😒.

                           
Tam çıkarken elimize bir de 'İlk Saç Kesim Sertifikası' verdiler, üzerinde adı  ve tarih yazılı, yanında da altın rengi kese, içine kesilen ilk saçını koymuşlar 😊. Ben çok sevdim bu berberi ♥

Hiç yorum yok: